Bir aşkı daha kaybediyorum. Ellerimden kayan bir yıldız, şarkılar söyleyerek terk edemeyeceğim yoldan görünemeyecek bir aydı bu defa. Unutulmayacakları unutturabilecek kadar yaldızlı, dolu olduğu kadar boş olabilecek kadar karmaşık, ve inanılmaz anlamı anlamsız boşluklarla dolu kocaman gözler kaydı gitti gözlerimin önümden, soluğumun değdiği yakınlıktan onunkinin de değemeyeceği kadar uzaklara. Hiç benim olamayacak kadar benimdi oysa. Benim olabilecek her şeyin benim olamayacak olmasından mayalanmış bir buğuydu bu, küçücük bir hava değişiminden etkilenerek silinebilecek. Onu karanlığıma işlemiş olan yazgıyı bana diken ışıltısını görememe sebep olan aydınlık, geçmişin aydınlığı, buğunun derininde hiç geçemeyecek çizintileri benden saklamamış olsaydı, izin verir miydim kayıp gitmesine, eriyip başka nehirlere karışmasına ve dünyanın taa öbür ucuna akmasına. Acaba bilsem izin verir miydim ona, bu kadar korkak olur muydum zarsız oyunumuzda, sorar mıydım acaba her şey gittikten sonra güneşle dağılacak aya beni terk etmemesini? Oysa ihtimaller vardı onun gözlerinden dökülen ve fısıltılar vardı onun şarkısıyla titreşen . Hepsi yalan oldu şimdi bir çift gözü daha kaybettim derinlerimde bana değen. Bir şey daha bitti her şeyin biteceği güne yaklaşırken.
Ve bu kız yine unuttu, vazgeçti, değersizleştirdi değerli olanı; düşünürken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder